“Bu gece ne yapsak, Karlos, ne yapsak”*
Bu gece Orion’a baksak Karlos
sen, baldız ve hülyalı kız
hani bir de yanımızda Cek olursa
tadından yenmez olur gece
gecenin hakanı kim diye sorma, biziz
hem hepimiz birer yıldızız
aşk etmeye geldik dünyaya
dem almaya, sancak
aha işte kalbimizde bekliyor uzay gemilerimiz
bu gece kertenkelelere teslimiz
teslimiyet, yegane mucizedir Karlos!
Atıp formalarımızı çıksak dünyaya anadan üryan
şiire sen geçsen Karlos
sağ açıkta baldız, sol cenahta hülyalı kız
ortada memleketimin bütün kokuları
ve ben ileride ispermeçet balinası, nam-ı diğer kaşalot, yani
Donkişot
sarksak eşyanın iç taraflarına şiir üzerine şiir düzenlesek
hani bir de yanımızda Cek olursa
kimse değemez şu gamlı gönüllerimizin keyfine
daha işlenmemiş cinayetler müzesinde yer ayarlasak
çavuş üzümü gösterisi düzenlesek tatlandırıcılara karşı
Amerikan başkonsolosluğunun önünde bir kara şiir eşliğinde
azıya alıp graviteyi kendi iç şekerimizi kullanarak haykırsak:
postalı zulüm amca çık dışarıya vuruşalım
ne ettiysen biz de sana edeceğiz
senin füzelerin varsa nihaventimiz var bizim
sen ne kadar çiğnediysen gururumuzu biz o kadar hicazkârız
belki o zaman
Ma Rlan Kû, Orion’dan gelip gravotunun sırrını söyler bize
kaynadıkça şerbetini uzaya salar aşk, aşklansak
hem, hepimiz oksijen soluyan azot taneciği değil miyiz Karlos.
Doğru kuşlar yanlış uçmaz.
* Hakan Savlı
Şiirdir inşallah/dün gece yin-yang oynayan çocuklar gördüm rüyamda.
Bilseydin gözlerimin sende kaldığını