Gelip geçmek var ya gelip geçmek
o sıracalı, o alacalı at var ediyor seni, yokluğun
varlık demek, bir koşu gelip ağrımak
gördün, kalp için için ağrıyor, et dışın dışın
şimdi, burada uzaylaşırken zaman
dünya senden geçiyor harala gürele
sen dünyadan
sinen ne varsa toprağa
topraktan sana sinmiş
-ah, o kokular
ah, sevgilinin o buğulu nefesi
alacakaranlıkta öten ilk kuş
yerinde duramayışın ise sulardan olmalı
bu acayip sevmeler, donkişotlukların
ah buhar olup gidişi gençliğinin
türküleri, Evreşe yolları dar, çıkmaz sokaklı isyanları
kertenkeleler sonra, çökelti kayaları, aşklar
ah, gözlerini şiir açıp beklediğin devrim
annen doğurarak öldürdü seni.
Teslim almışlar işte, çevirmişler, kuşatmışlar
şehirler, evler, uykular koymuşlar içine
oyunlar, göğe bakmalar
dalgalanıyorsun velhasıl
havaya, ateşe, suya bulaşıyorsun
geçip gitmenin tadı damağında
şiir batımları var sonra, aşk doğumları,
ağrı üzerleri ol yanında biten kızıllıklar
dışarıdan bakılınca çoktan bitmiş
ne yana dönsen içten böyle ayarlı
annen doğurarak öldürdü seni.
Aşındıran dalgalar kuarklardan yapılmış
bir de karanlık madde zamandan
taşları ufalayan yağmurlar keza öyle
öpmeye doyamadığın tenler
kuşlar, özgür sandığın
değil mi ki kaçacağın bir yer yok
buradasın, buz gibi
ormanlar gibi, tepeler, vadiler
öfken buna
annen doğurarak öldürdü seni.
Ah, uyanıp kalışın
hele bir uyanıp kalmaya görün
yavaş yavaş ve hızlı hızlı
cennet biter, çocukluk biter
ah, o yekpare bütün
annen öldürerek doğurdu seni.
(Yeryüzü Yeniği, Zımba Kitap, Bursa, 2013.)
https://radyo.trt.net.tr/kanallar/radyo-3
Sartsız, biçimsiz ve zamansız varlığımla. Özümle.
"Ölm mülkümden eksik olsun nesnen" diye haykırsak da her an'a sızmıştır namussuz ve hayatın harika…
O sancak bu sancaktır o şartsız, biçimsiz, zamansız özü(mü) gürleştiriyorum.