Kategoriler: Genel

Nurgül Özalp/Kitapsever

Bu şudur, şu budur diye yaftalamaya kafayı takmış bir çağda yaşıyoruz. Ancak bu her şeyin etrafını çitlerle çevirip şeyleri bütünden kopararak indirgeme hastalığımız anbean değişken ve akışkan dünyaya hiç uymuyor. Dünyayı sabitlemek o kadar zor ki! Canlıları ve hatta cansız şeyleri, nesneleri tasnif edip gruplara ayırmak, tamam, sistematik olarak bir kolaylık sağlıyor ama şeyler, nesneler, bedenler hep birbirine karışıyor ve akıp gidiyor. Her şey iç içe aslında ve biçimler, şartlar, sınırlar sürekli değişiyor.

İnsanlara bakın, bir halin, bir duygunun, bir düşüncenin birdenbire değiştiğini görebilirsiniz. Yani bir insanı sabitleyemezsiniz. Öyle değişmez, katı, sabit bir kişilik yoktur. Hava durumu gibi değişir insan. O an ne hissediyorsa o asıl ve gerçektir. Ve hissiyattan sual olunmaz.

Tam da Karşıyaka Çarşı’da, Pan Kitapevi’nde kahvemi içip bir yandan da insanın olsa olsa çok kişilikli bir küme olabileceğini düşünürken bir kadın masama şu kartviziti bırakmasın mı, hobaaaa:

Yazar
Uluer Aydoğdu

Son Yazılar

Hiç yoktan

Fusus'ül Hikem okudum hiç yoktan gökyüzünde hiç yoktan kuşlar uçuyor hiç yoktan bir taşın başında…

1 gün önce

Ümit Burnu

Toz oluştur.

3 gün önce

Yolcu

kanma sakın vardığını söyleyenlere hep yolcusun

4 gün önce

Gelir her şey kendi biçimi kendi özüyle dünya kendine benzer

Gelir her şey kendi biçimi kendi özüyle dünya kendine benzer.

2 hafta önce

Alacalandı mı üzüm

Alacalandı mı üzüm durmaz yürür şaraba sonrası şiir kerim.

2 hafta önce

sarksak eşyanın hiç taraflarına şiir üzerine şiir düzenlesek

sarksak eşyanın hiç taraflarına şiir üzerine şiir düzenlesek

2 hafta önce