Annem kokardı hüzünler
Bütün susmaların , iç çekişlerin gelinciğiydi tandırda acı pişirdiğinde
Acıyı yakıp umudu getirmek isterdi bize yoksulduk .
Köyümüzün işlek olmayan
Toprak yollarında
Yoksulduk
Hepimiz sevgi dileniyorduk gözlerinizde
Biri çekip başımızı okşasa
Hepimiz Tanrı’ya inanırdık
Oysa annem çiçekler ekiyordu
Salça kutularına
Bütün çiçeklerin tanrısıydı
İki odalı hüzün kokan çocukluk anlarımın yaraladığı evimizde
Annem hüznün ilk ismiydi .
Şahadet parmağını her kaldırdığında
Çiçekler boyun eğerdi onun hüznü andıran parmaklarında .
Şimdi büyüdük
Evrildik gelecek zamana
Üzerimden silip atamadığım hüzün çağım ile annemi andırıyorum
Sessizliği yutup sokak lambaları altından geçerken .
Fusus'ül Hikem okudum hiç yoktan gökyüzünde hiç yoktan kuşlar uçuyor hiç yoktan bir taşın başında…
Gelir her şey kendi biçimi kendi özüyle dünya kendine benzer.
sarksak eşyanın hiç taraflarına şiir üzerine şiir düzenlesek