Kapalı sistemler (kaplar) ancak laboratuarlarda olur. Kim bilir belki de deneye tutulduğumuz ya da kendimizi deneye tuttuğumuz bir laboratuardır dünya, olamaz mı? Ve imkân ve kabiliyetlerini tüketinceye kadar evirilen kapalı sistemler sandığımızdan çok daha hızlı ve hayal edilmesi imkânsız sonuçlarıyla birdenbire çökerler.
Henry Miller, Sexus’ta “insanı dünyadan ayıran bu büyük camdan yapılmış pencerenin yok olduğunu görmek istiyorum ben. Tekrar balık olabilmek” diyordu, anımsayalım. Aha işte John Zerzan da “mecbur tutulduğumuz ölüm seferi” dediği bu durumun, iki milyar yıl Aden’de yaşadıktan sonra son on-on iki bin yıldır, Neolitik (Tarım) kalkışmasından bu yana, özellikle şiddetini ve baskısını artırdığını sık sık vurgular, hürmetler.
Topla bakalım hiç açılarını bir sığırcık ediyor musun!
Mars, bu. Hülya'lı Kızın yakışıklısı. Onun yanında sabahladım dün gece. Hava ciddi ciddi soğuktu, ama…
aşk başlarında ve özellikle de sevişmeye beş kala/ başlıyordu ötmeye kalbimin üstünde bir kuş
Tepe not: Hülya Özel Aydoğdu ile birlikte Bayraklı sahilinde- 3 Mayıs 2014 Fotoğraf: Hülya Özel…
"ÖFKE, son yarım yüzyılda Türk çürümesinin sanat sayesinde nasıl yayıldığını anlatıyor..."