Bütün her şeyi, her nesneyi, her bedeni, ilişkileri, etkileşimleri ve kuvvetleri uyumlu bir bütün kılacak bir sentez (her şeyin teorisi) ütopyadır. Çünkü bu, ancak her şeyi dengede tutarsanız olabilir ama denge ölüm halidir, tıpkı barış gibi hiçbir şeyin olmadığı. Düşünsenize mutlak, yüzde yüz bir denge olsa hiçbir şey olmazdı, olmazdım, olmazdınız. Tabii uyuklayan bir kayalığın raks eden kaos olduğunu da söylemeliyiz burada. Her şeyin vığıl vığıl gıvışdadığını, kımıldadığını söylüyorum. Kış, yüzde yüz, mutlak kış değildir. Denge, her şeyin görece olarak daha az kımıldayıp titreştiği fazdır (görebilen gözler onun, aynı zamanda da uzak denge, yani kaos olduğunu görüyor). Sonra, hobaaa, büyük bir patlama, boşalma da diyebiliriz… Sabahları uyanıp ayağa kalkmak, yani dirilmek küçük bir büyük patlama değildir de nedir!..
Varoluş bahçesindeyiz.
https://radyo.trt.net.tr/kanallar/radyo-3
Sartsız, biçimsiz ve zamansız varlığımla. Özümle.
"Ölm mülkümden eksik olsun nesnen" diye haykırsak da her an'a sızmıştır namussuz ve hayatın harika…
O sancak bu sancaktır o şartsız, biçimsiz, zamansız özü(mü) gürleştiriyorum.