Kategoriler: Genel

Evcil düşürülüşümüzün zorba, kibirli ve cahil tarihi (I)

Evcil düşürülmektense / düşmektense yok olmayı göze alabilen Neandertaller’dir benim atalarım

“Akış (flux)”a, yani “oluş (becoming)”e katılan, kendini ona açan “olumlu”, “yaratıcı”, “hayat dolu” bir yapı parçacığı olarak mı hareket ediyorsun yoksa “çöküş (dekadent)” içinde “olumsuz”, “hasta” ve “süreksiz bir akıl” olarak mı?

Soru bu ve hayati… Hayati, çünkü “içeriden ve dışarıdan enerji akışlarının” engellendiği son derece kibirli, buyurgan, zorba, yani emperyalist ve aynı zamanda da cahil (cahil’i burada bütünden / dünyadan kopmak, bütüne yabancılaşmak anlamında kullanıyorum), başka bir söyleyişle de insanbiçimsel anlam, değer ve kurallarıyla (tipik bir monologdur) kapalı bir sisteme dönüştüğümüz artık kılavuz istemeyen bir köy. Doğrusu, nesnel gerçekliğe uymayan zihinsel bir yapılanmamız, gerçekliğimiz var. Tamam, yapılanmamız gerçek, ama hayali ve kurgusal.  

Çöküş, kapalı sistemlerin olmazsa olmaz (sine qua non) geleceğidir. Oysa çevremizde gördüğümüz her şey ucu açık bir evrenin ürünüdür. Örneğin, kendilerini an be an daha büyük bir bütün, yani ‘ben’ atomlara açan kutlu bir halktır kuarklar. Yalnızca kuarklar mı? Değil elbette. Atomlar, moleküllere, moleküller çevremizde gördüğümüz şeylere, çevremizde gördüğümüz, işittiğimiz, dokunduğumuz, kokusunu içimize çekip yediğimiz, içtiğimiz şeyler ise dünyaya açar kendilerini. Başka bir söyleyişle bütün bu şeyler, nesneler, bedenler dünya hakkında birer dünyadır.

Kapalı sistemler ancak laboratuarlarda olur. Kim bilir belki de deneye tutulduğumuz ya da kendimizi deneye tuttuğumuz bir laboratuardır dünya, olamaz mı? Ve imkân ve kabiliyetlerini tüketinceye kadar evirilen kapalı sistemler sandığımızdan çok daha hızlı ve hayal edilmesi imkânsız sonuçlarıyla birdenbire çökerler. Henry Miller, Sexus’ta “insanı dünyadan ayıran bu büyük camdan yapılmış pencerenin yok olduğunu görmek istiyorum ben. Tekrar balık olabilmek” diyordu, anımsayalım. Aha işte John Zerzan da “mecbur tutulduğumuz ölüm seferi” dediği bu durumun, iki milyar yıl Aden’de yaşadıktan sonra son on-on iki bin yıldır, Neolitik (Tarım) kalkışmasından bu yana, özellikle şiddetini ve baskısını artırdığını sık sık vurgular, hürmetler.

Yazar
Uluer Aydoğdu

Son Yazılar

Kaçış Çizgisi

Bütün yapılıp edilmelerin yapıp etme, bütün yapıp etmelerin de yapılıp edilmedir. Karl Marx'ın Louis Bonaparte'ın…

10 saat önce

Günlük 2022 / 2014 / Tarihte bugün

İşyerinden çıkıp evine giden adam işyeri ile evi arasısında kaybolmuştur. Oysa emindir evine gittiğinden.

3 gün önce

Kendime yenildim, en büyük zafer!

foto: Hülya Özel Aydoğdu Kendime yenildim, en büyük zafer! Bir gün geldim ve söyledim şans…

5 gün önce

Başka nedir ki ağzın / gelir ağzımdan öper / acayip güzel olur dünya

rastgele gak der martının biri tarifesiz seferler güzeldir

5 gün önce

Mümkün olmayanlar da mümkün olmayarak mümkün oluyor

Doğum dışa ölmeke, ölüm içe doğmaktır.

1 hafta önce

o küçük gök cismi kalbime çeke çeke seni

o küçük gök cismi kalbime çeke çeke seni

1 hafta önce