Kategoriler: Genel

Makro(P)

Hadi, yeniden. Sispyhos. Çiçekler açıyor. Şiir tesirli anlatı! Dünyanın bir yapısı yok, oluşu var yalnızca. Benim her an’ım bir at. Sahi ne sayıklıyor? Sıçrayarak, yorgun. Oluşlar. Dışarısı yok, çünkü dışarısı yok. Hep dâhiliz. Ben ona, o çiçeklere, çiçekler dağlara, dağlar böceklere… Sonu yok. Başlangıçsız yani. İlkokul öğretmenim Ahmet Okur, yazar olmamı istiyordu. Uzay, şimdi burada bir ben. Hepimiz. Ne yapalım? Buradayız. Anamur muzları. Yüce Atayus! Selim Işık ve Turgut Özben peygamberleridir. Dünyaya gelmek ne demek? İnsan dünyanın içinden gelen bir şey. Otlar gelir, balinalar gelir, arzular gelir. Hobaaa! Ben gelirim, o gelir. Gittiğimiz yer? Kompozisyon sınavında “her insanın içinde bir erkek, bir kadın, bir çocuk yaşar” diye yazınca… Bir nehir var, kendinde, kendi kendine, kendini akıyor, kendinden başka bir şey değil, ama her an kendi de değil, benden geçiyor, senden, ondan, taştan, topraktan, havadan. Hayatı geçiriyorum. Kedilerin bir yere sıçramadan önce kıçlarını oynatışları. Dişi G’nin kurdelamı takıp beni dünyaya salışı. Nietzsche’nin atı, kibritçi kızın çabası. Çürüyoruz. Yaylı at arabaları at arabalarına göre bir ilerleme midir? Bir süreliğine bir imparatorluk şeklinde katılaşan nehrin dünyasında kim bilir daha neler var! Ovada biriken tepecikler, rüzgâr gelip hepsini ortadan kaldıracak sonra.

Kâinatın ağrıyan yeri insan. Ağrı, çürü ya da oluş, hallerden hallere; yukarıların, aşağıların ters dönmüş imajı olduğu hayatta. Babil Kulesi, Bloom’un kulesinin prototipi olabilir mi? Azot taneciği oksijen soluduğunda ağlamaya başlar, oksijenin tadı ciğerlerinden başlayarak bütün vücudu yakar. Elimi kapıp ısıran köpeğin henüz yavruları olmuştu. Esrar, iç içeliğin onayı varoluş sahanlığında. Karnımda guruldamalar. Bana ne diyemezsin. İnsan organlarına bağlı bir varlıktır. Ağız mideye açılıyor. Kocaman iki dilim ekmeği yumurtaya bulayıp kızgın yağda kızarttıktan sonra hiç ediyorum. Teşekkürler ekmek. Teşekkürler yumurta. Yolculuğunuz bende devam edecek. Ben de dünyanın içinde devam ediyorum. Nem dayanılır gibi değil. Ama belki her şey bir hayal. Karşıyaka vapur iskelesinde, büfenin önünde. Alaybey vapuru. Bir ki üç, bir ki üç dört beş altı yedi sekiz dokuz. Yukarı çıkıyoruz. Elbette öleceğim! Teslimiyet. Öylesine, başıboş ve hülyalı. Homur homur bir adam. Gidip öldürsem.

Yazar
Uluer Aydoğdu

Son Yazılar

Hiç yoktan

Fusus'ül Hikem okudum hiç yoktan gökyüzünde hiç yoktan kuşlar uçuyor hiç yoktan bir taşın başında…

4 gün önce

Ümit Burnu

Toz oluştur.

6 gün önce

Yolcu

kanma sakın vardığını söyleyenlere hep yolcusun

7 gün önce

Gelir her şey kendi biçimi kendi özüyle dünya kendine benzer

Gelir her şey kendi biçimi kendi özüyle dünya kendine benzer.

2 hafta önce

Alacalandı mı üzüm

Alacalandı mı üzüm durmaz yürür şaraba sonrası şiir kerim.

3 hafta önce

sarksak eşyanın hiç taraflarına şiir üzerine şiir düzenlesek

sarksak eşyanın hiç taraflarına şiir üzerine şiir düzenlesek

3 hafta önce