Kuş oluş tezgahından geçtim nasıl olsa
kendimi geçip, ülkeleri geçip, milletleri, gidiyorum
devrim oluyor, bak
devirip kendimi gidiyorum
durmayarak durma diyor buna bilge, gidiyorum
yaratmaktan daha cana kıyıcı
cana kıymaktan daha yaratıcı bir şiir var mı, yok, gidiyorum
var eden de benim var olan da
fakat yoktur kibrim falan
kuşlara inanırım bir tek
inanmam ölüme
çünkü batımdır ölüm, ölüm dedikleri
ters dönmüş doğum.
Kalbim, kaburgalarımın arasında bir küçük gök cismi
vurup durur ölümü ölüp durur
ah, zarlar yuvarlanıyor işte
buradayım biraz daha
seyrederek dalgaları ve tuzu.
Ne kadar rahmetli olacak şu bedenim, hı
belki de bir evin tuğlası?
Önümüzdeki şiirlere bakacağız artık.
aşkın en eski grameridir ter / güzelce bellemeli
Önümüzdeki şiirlere bakacağız artık.
Ergin Günçe, 16 Ocak 1983’de Ankara’daki uçak kazasında aramızdan ayrıldı. Eşi, Gülseren Günçe doktorum, Engin…
Bir solucan deliği bulunur elbet inanırım böyle şeylere hep geçitlere rastlamaz mıyız zaten dehlizlere, kaçış…