Uzay-zaman kafesinin bir yerinde, dünya denilen tümsekte, şöyle kalp irisi bir mana taneciği bulabilir miyim diye eşelendiğimdir
-Hisseden ve hissetmeyen tüm varlıkların huzurunda
Ah, gece, gündüzün; gündüz, gecenin güzel annesidir.
Doğumdan daha ölümcül, ölümden daha doğumcul bir kaçış çizgisi var mı, yok.
İlgisizdir yeryüzü, “Saman köpekleri”nden başka bir şey değilsin onun gözünde, aldırmaz gözyaşlarına, ama ben yine de balinalar gibi ağlıyorum hiçin hiçin.
Aha işte bahçenin başına dinelmiş
şiir şiir zerdali veriyor
o zerdali ağacı hakkında zerdali ağacıdır dünya
sardunyalar hakkında sardunya
kuşlar hakkında kuş.
Doğumu uzun süren şeylerin, örneğin çakıl taşlarının, kayalıkların, impatorlukların, ideolojilerin, dinlerin, yıldızların ölümü, yani hayatları uzun sürer. Ne kadar katı, sert ve hareketsiz görünürlerse görünsünler her şey akıştır ve için için, dışın dışın akışa döndürülür.
Ulu bir er idi Rimbaud
varmağla, bitmeğle işi olmayan
“fru fru eden yıldızların” etrafında dönende
Habeşistan diye küheylanına atlayıp ummana açılanda.
Ölü ya da diri dünyaya gömülüyüz.
Mart çiçekleri... Solacağı halde açan çiçekler kahramandır. Fotoğraflar: Hülya Özel Aydoğdu
... ben balığım hemen şuramda denizde yaşarım kaburgalarımın altında hoplayınca bir kadın türkü söylerim ben…
"Ya soL Türkiye ya yok Türkiye" diyen Osman Çutsay hocamdan ÖFKE: "Öfke'li bir kitap bu:…
Göğe şiir ve cüret dayamış ısrarım ben henüz yaşanmamış o en güzel günün iç buhranı…
26 Mart 2012 O gül bu güldür zamanı yayıyorum otların bitişini, zerdalilerin oluşunu merhaba diyor…