Konak’tan Karşıyaka’ya, Karşıyaka’dan Konak’a çalışan ALAYBEY vapurunu seviyorum. 2001’in 7 Nisan’ında aşkın peşinden İzmir’e geldiğimde, Konak’tan ALAYBEY Vapuru ile geçmiştim Karşıyaka’ya, 37 yaşındaydım, oradayım, hala geçiyorum, Hülya henüz bir olasılıktı, yanaştım öylece, Nisan’dı, ayların en zalimi, öyle ya su yürümüştü dala, dal “bana ne” diyemezdi, demedim, sırtındaki çillere dalıp kaldım. Ve orada, Karşıyaka Vapur İskelesi’nin önünde martının biri “gak” deyiverdi, “gak” dememiş gibi yapamazdım, değil mi, öylece dahil oldum oraya, yerleşiverdim, hala sürüyor bu, şansımdır, güzel, iyi talihim. Hayatın bir oyun olduğunu biliyorum, keyiflidir zor olduğu kadar, kendini örgütleyen, işleten bir işletim sistemidir. Bir aklı ve bir kalbi var mı bilmiyorum ama bir yollu gelmiş bulunuyorum, ne yapayım buradayım, nefes alıp veren bir sürecim, vesaire vesaire, oluşup duruyorum. Halim budur işte, hayatın içinde ve içimdeki
Fusus'ül Hikem okudum hiç yoktan gökyüzünde hiç yoktan kuşlar uçuyor hiç yoktan bir taşın başında…
Gelir her şey kendi biçimi kendi özüyle dünya kendine benzer.
sarksak eşyanın hiç taraflarına şiir üzerine şiir düzenlesek