13 Ekim 2012
“Nietzche’nin, bazı insanlar arasındaki farkların insanlar ile hayvanlar arasındaki farklardan daha büyük olduğu yönündeki ifadesi”, beni insanlarla değil de hayvanlarla akraba olmayı tercih noktasına getirmiştir. Köpeklerle, kedilerle ya da balıklarla, cep telefonu kullanmasalar da, felsefe yapmayı bilmeseler de, daha iyi, sağlıklı bir ilişki kurduğumu biliyorum. Bu yüzden bütün hayvanları çoğu insandan daha ciddiye alıyorum. İnsan, diğerlerinden daha üstün değildir. Dünyanın var ettiği bir tür olarak diğerleriyle birlikte var. Bu bağlamda insanlığın (?) şimdiye kadar ürettiği bütün anlam, değer ve kurallar bana YAŞLI BİR BÜYÜCÜNÜN MEMELERİ gibi ne süt veriyor ne de zevk. Yani, şimdi yeni bir durumsa, öyle, epeydir öyle, bu yeni durumun anlam, değer kuralları da, bilgileri de yeni olmalı. Bu karanlık dünyanın ördüğü ağı hiddetle çözüp atmak gerekiyor. Luther gibi ben de “işte burada dikiliyorum ve başka türlüsünü yapamam.”
Fusus'ül Hikem okudum hiç yoktan gökyüzünde hiç yoktan kuşlar uçuyor hiç yoktan bir taşın başında…
Gelir her şey kendi biçimi kendi özüyle dünya kendine benzer.
sarksak eşyanın hiç taraflarına şiir üzerine şiir düzenlesek