YOLCU
Geldin
senle birlikte dağlar geldi Neruda geldi Dante
her şeyin tanrısı
şeytan az ötede
Wagner
bir alçalıp
bir yükselip fısıldadı sular
varıp anneni emzirdin
Erciyes'i, Tekir Yaylası'nı
ah o baygın bakışların
muamma dedi içini çekerek Borges
bir sırrı var her şeyin
usulca bir yarıktan taşa girdin tuz olarak
uğultu olarak, kan
kaplana döndü suretin
kaplan çölde yürüyen Mecnun'a
Leyla çok uzak bir yıldızdı
gerindi
sırtını kaşıdı
teninde şeytan
bir mit
sürekli.
Sular seni işaret etti
yaprakların nemli
saçların dökülmekte yeryüzüne
gridir Klee gridir
bir bir geçtin köyleri kasabaları cinnetleri hüzünleri
çocukları akşam üzerlerini suları efsaneleri
vardın
vardın mı ey?
Seni gidi şüpheci
şüpheci
şüpheci!
Kanma sakın
vardığını söyleyenlere
hep yolcusun.
Yol boyunca kazandığın şeyleri hatırla
suları
atmacaları
soğukları
mola yerlerinde göz göze geldiğin insanları
gözünü ayıramadığın
ayrılırken içinin burkulduğu sevgilileri.
Ayaklarını sokup
şarkılar söylediğin umudu.
Shakespear'i
içinde enva-i çeşit balığın dolaştığı
yüreğin gıcır bir misket
yuvarlanırken Şeyh Galip'te
yol işte
oluşur
bir tek yol kalır geriye
birkaç kez koklanmış sevgilinin gerdanı
hiç giyilmemiş ipek gömlek tazeliğinde
Slyvia Plath kalır
bulutlar kalır çardak altları
bağbozumlarının o meşhur akşamları.
Bak çekmecelerine eskinin
hepsi gerekli
Yağmurlar yalnızca yağmurdu
gökyüzü bildik bir yüz
anlıyorsun ki şimdi
başka bir şey oldu dünya.
Aanladın mı?
Merhaba,
Alakarga 3143. sayı aşağıdaki içerikle ekte yer alıyor:
Alper Akçam: HERKES HASTANEDE!
Mehmet Cengiz Tümer’den bir fotoğrafla SOKAK SATICILARI ve ESNAFLAR…
BENİM KENTLERİM, BENİM MÜZELERİM: “AGİSTRİ…”
Uluer Aydoğdu’dan Bir şiir: Yolcu
Karga Kafası’ndan taşlar…
YALANA, TALANA, KANALA, MAFYAYA, SAVAŞA, SÖMÜRÜYE, SUSAN ÜNİVERSİTEYE HAYIR!
ve GAGA
İyi Günler,
DEÜ Sağlık Çalışanları Meclisi
ÖZGÜR ÜNİVERSİTE
ÖZGÜR BİREY
ÖZGÜR TOPLUM
ALAKARGA-2143
Gelir her şey kendi biçimi kendi özüyle dünya kendine benzer.
sarksak eşyanın hiç taraflarına şiir üzerine şiir düzenlesek
dipteyim/tersinden bakarsanız yukarıda/ağrım hep turfanda/ kalbimi parlatırım sabah akşam halil rıfat’ta/hayat, maliyetini karşılamayan iş.