Boynumu uzattım kemendin
-Fotoğraflarda sugülü olarak çıkıyorsun-
Senin yüreğinin yapımında
ne kadar çok mercan balığı çalışmıştır, kim bilir
ne kadar çok nisan
sürüyle kuark
emeği geçen şeylere teşekkür ederim
çok teşekkür ederim toprağa, suya
ah güz elim benim
şimdilerde daha az ağrıyorsam bu yüzden
ama doğru söylüyorum
her yere gidilir senle
gidip çiçekler gibi yaşanılır dünyanın her yerinde
sen kere sen kırlangıç eder hep, papatya eder
bu edişlerin yok mu
yaratışların
açmaktan başka bir şey bilmeyişlerin.
Şimdi-burada oluşumda
ne kadar çok sen çalışmıştır, kim bilir
onlara teşekkür ederim
başka ne bilirim, aşka
çok teşekkür ederim
ah güz elim benim
memelerini alıp yaysam hayatıma
ne kadar uzay eder şiir uçuşu örneğin
kaç ışık yılı sürer seni tepeden tırnağa okşamak
deli eder beni hep
deli eder beni
deli eder
deli.
Bir nehir gibi akmıyorsa insan
hiçbir şeye benzemez
aşk dediğin nedir ki
su
o su akacak
o su akacak
o su
kendinde, kendi kendine, kendini doğurarak
emzirip emzirip kendini büyütecek
bir nehir gibi yaşamıyorsa ağaçlar
hiçbir şeye benzemez
kertenkeleler öyle yaşar
atmacalar öyle
canlı değil, kalbi yok, belki de vardır
dağ taş öyle yaşar.
Söylenmedim hiç
boynumu uzattım kemendine.
"Ölm mülkümden eksik olsun nesnen" diye haykırsak da her an'a sızmıştır namussuz ve hayatın harika…
O sancak bu sancaktır o şartsız, biçimsiz, zamansız özü(mü) gürleştiriyorum.
Şiirdir inşallah/dün gece yin-yang oynayan çocuklar gördüm rüyamda.
Bilseydin gözlerimin sende kaldığını