"Ölm mülkümden eksik olsun nesnen" diye haykırsak da her an'a sızmıştır namussuz ve hayatın harika cıvıltısına eşlik eder. Hayatın merkezinde bulunan bu "tehlike bölgesi" ünlü matador Luis Miguel Dominguin'in “ölüm ve kader” tanımında olağanüstü bir şekilde anlatır kendini: "Ölüm arenada cirit atan bir metre kare gibidir. Boğa kendisine doğru gelirken boğa güreşçisi bu alan üzerinde bulunmamalıdır, ancak bu metre karenin nerede olduğunu kimse bilmez. Kuşkusuz kader budur."
18:42
Huzurundayım.
Bir zamanlar…
Bir zamanlar…
Geçmiş yüzyıldan, geçmiş bin yıldan kalma…
20 yaşındayım.
1984-1985 DTCF/ Ankara..
❤️
sol cenahta hülyalı kız
ortada memleketimin bütün kokuları
ve ben ileride ispermeçet balinası, nam-ı diğer kaşalot, yani
Donkişot
5 Kasım 2014
❤️🧡
Canım Gümüş (İsmail Gümüş), yok artık. Az önce vefat ettiğini öğrendim. Dehşet üzgünüm.
Güle güle üstat!
Kalbim, kaburgalarımın arasında bir küçük gök cismi
vurup durur ölümü ölüp durur.
1990’ların Ankara’sı…
Emek’te, benim ‘Gümüş Tapınak’ da dediğim ve nice nice dönüşümlere uğradığım İsmail Gümüş’ün atölyesi…
Gençliğim burada geçti.
Ve aynı yıllarda Adakale Sokak’taki Ankara Sanat Kurumu… O dönem kurum başkanı Gümüş’le birlikte kurumun bültenini hazırlıyor ve etkinliklerin organizasyonunda çalışıyordum. Resimdeki portre, fotoğraf ve şiir Gümüş’ün. Bize nice nice öyküler fısıldıyor Mutlubaharlarevi’nin en müstesna yerinde.
Bego Dayının Islığı, İsmail Gümüş, Cumhuriyet Kitapları, İstanbul, 2011.
Melih Cevdet Anday’ın dediği gibi, “insana bakış açısının evrensel niteliğini barındıran öyküler” bunlar. Daha önce Boşnak Türküsü, Deli Balkan Yeli adlı öykü kitapları yayınlanmıştı. Ve bir de aslında benim yayımlamak istediğim, ama yapamadığım Minicik adlı bir şiir kitabı var.
5 Kasım 2015
❤️🧡💛💚💙💜
Georges Dıdı Huberman, Samuel Beckett’ın Quad adlı oyununu incelediği ‘Q İçin Quad’ adlı harika yazısında (doxa, sayı 6, Temmuz 2008) Gilles Deleuze’ın sorusunu yeniden sorar: “Bir beden ne yapabilir?”: Yer, içer, sevişir, gökyüzüne, denize bakar, ağrır, şiir yazar, aşık olur, yollar kat eder, uyur, uyanır, güler, ağlar ve ölür.
Ne yazık ki Gümüş öldü. Ipıssız kaldım.
“Hoşçakal koca yemiş, defne hoşçakal!”
5 Kasım 2015
💚💙💜
“Ölm mülkümden eksik olsun nesnen” diye haykırsak da her an’a sızmıştır namussuz ve hayatın harika cıvıltısına eşlik eder. Hayatın merkezinde bulunan bu “tehlike bölgesi” ünlü matador Luis Miguel Dominguin’in “ölüm ve kader” tanımında olağanüstü bir şekilde anlatır kendini:
“Ölüm arenada cirit atan bir metre kare gibidir. Boğa kendisine doğru gelirken boğa güreşçisi bu alan üzerinde bulunmamalıdır, ancak bu metre karenin nerede olduğunu kimse bilmez. Kuşkusuz kader budur.”
5 Kasım 2015
❤️🧡💛
23:51
Huzurundayım.
Aliş’le Miço’nun yanından az önce geldim. Biri bir koltuğumun altında diğeri öteki koltuğumun altında uyuduk.Mırıl mırıl. Hava ciddi ciddi soğudu. Üşumüşum. Birazdan Köri ile Mars’a yemek vereceğim. Gün içerisinde kuru mama ve ödül bisküvisi vermiştim. Hayde!
O sancak bu sancaktır o şartsız, biçimsiz, zamansız özü(mü) gürleştiriyorum.
Şiirdir inşallah/dün gece yin-yang oynayan çocuklar gördüm rüyamda.
Bilseydin gözlerimin sende kaldığını