4 Haziran 2014 Çarşamba/Günlük
“19 yaşında bir şair…” diye başlık atmış Asaf Güven Aksel, dünkü (3 Haziran 2014 Salı) soL’da yayımlanan Nazım Hikmet yazısı için. Zaten Nazım da “Benim ilk çocuğum, ilk hocam, ilk yoldaşım/ 19 yaşım” diyor ve ekliyor: “Sana anam gibi hürmet ediyorum/ edeceğim”. Öyledir bütün şairler 19 yaşında doğar ve 19 yaşında ölür. Tabii ben şair miyim bilmiyorum, daha doğrusu şairlik iddiam hiç olmadı, daha çok ‘şiir yazıcısı’, şiir sever, diyelim. Ya da ‘dinozorlar kuşlara doğru bükülür’den hareketle “dinozorlar erken gelmiş kuşlardı/ ben geç kalmış şair”. Neyse, yazıda bir de Nazım Hikmet’in, Abidin Dino’nun “Yürüyüş” tablosu üzerine yazdığı bir şiir var:
Bu adamlar, Dino,
Ellerinde ışık parçaları,
Bu karanlıkta, Dino,
Bu adamlar nereye gider?
Sen de, ben de, Dino,
Onların arasındayız,
Biz de, biz de, Dino,
Gördük açık maviyi.
Ah, bu yağmur dinmez Hülya. Nazım’ın bana ettiklerine bak hele, bu adamlar, bu kadınlar, bu çocuklar dinmez. Ellerinde şiir parçaları, ellerinde bahar parçaları. Bu karanlıkta, bu zor günlerde. Hülya, bu adamlar, bu kadınlar, bu çocuklar ışıktan gelmiş ışığa gidiyorlar. Biz de canım, biz de. Gördük geleceği.