Öylesine, başıboş ve hülyalı...
Ankara’danım, limon ağacının altındaki serinlikten
Erciyes’e kadar gidebiliriz, oradaki çakıl taşlarından
aşkın kanunundan, ağacın ahlakından…
ben balığım
hemen şuramda
denizde yaşarım
kaburgalarımın altında
hoplayınca bir kadın
türkü söylerim ben
akşam olup çıkınca ay/
rakı içerim
Öylesine, başıboş ve Hülya’lı…
Fusus'ül Hikem okudum hiç yoktan gökyüzünde hiç yoktan kuşlar uçuyor hiç yoktan bir taşın başında…
Gelir her şey kendi biçimi kendi özüyle dünya kendine benzer.
sarksak eşyanın hiç taraflarına şiir üzerine şiir düzenlesek