17 Ekim 2011, Pazartesi
“… bütün, kendi üzerinde dönen büyük bir gelişmeler zinciridir.” Hegel’in bu “… çok önemli evrensel soyutlaması” Nietzsche’nin Aynı Olanın Sonsuz Döngüsü önermesiyle örtüşüyor. Bu noktada:
Kainat, kendinde, kendi kendine, kendini işleten bir işletim sistemidir, diyebiliyoruz ve:
1- Mantık, döngüselliği paradoks olarak algılar, yani düz/doğrusal bakarken sorunsuzdur, döngüselliğe geldiğinde ise çuvallar.
2- Zamanın oku, hep geleceğe doğrudur, ancak gelecek verili değildir. (Is Future given?) Gelecek, başımıza geldikten sonra bilebileceğimiz bir şeydir.
3- Döngüsellik, Seyyit Nezir’in pek yerinde saptamasıyla “anafor” olarak imgeselleştirilebilir: “Doğu toplumları kapalı devre değişimin sonsuz anaforunda dönüp duran toplumlardır.” Burada, Nobel Kimya Ödüllü Ilya Prigogine’yi hatırlamamak ne mümkün. Ödülünün veriliş gerekçesi yukarıdaki saptamanın ta kendisidir: İçeriden ve dışarıdan enerji akışları olmazsa şeyler, var olan konumlarını sürdürme eğilimindedir.
4- Aynı Olanın Sonsuz Döngüsü’nde, başlangıçta neredeyse mükemmel de diyebileceğimiz bir düzen ve dengesi olan bütün’ün zamanla bozunması sürecinde sürekli kendinde, kendi kendine, kendisiyle farklılaşarak ve bu farklı, zıt, çelişik görece bütünlerin birbirleriyle -ortak kurallar dizinini paylaşmayan- çarpışarak evrilip yoluna devam ettiğini söyleyebiliriz ki bu çarpışmalar, Marks’ın “ölümcül sıçrama” dediği devrimci eşiklerdir.
5- Her şey vakumun içinde
vakum her şeyin
belirip sonra kaybolması bu yüzden
masallar servet.
12 Ocak 2012
❤️
15 Ekim 2011, Cumartesi
Fizik yalpalar ve ötesine tutunur.
12 Ocak 2012
❤️🧡
11 Ekim 2011, Salı
Her gün onca gözyaşı, her gün onca ter, her gün onca kan, tırnak, nara, et, çığlık, kıkırdak, kahkaha, kabuk, hüzün, deri, hayal kırıklığı havaya, toprağa, suya karışıyor. Karışıyor ve harmanlanıyoruz işte. Durmadan durmak diyoruz bu işe!
❤️🧡💛
İşte, gak diyor martının biri bak
gak dememiş gibi yapamayız değil mi
elimden gelir de ölüm
seni sevmiyormuşum gibi yapamam Kû.
❤️🧡💛💚
10 Ekim 2011, Pazartesi
Ben şiirin emekçi, namuslu, vatanperver ve aynı zamanda da aşklı olanını severim.
💜💙
6 Ekim 2011, Perşembe
Tashihleri yapılmış bir düş bu
dişlenmiştir
oradan fışkırmaktadır yeni dünya
ben narım deyu
çeviriyorum kendimi hep, çevirimdir
devrim mi, tarihin her anında üflenen klarnet
dünya değişmem, evrilmem diyor
üflüyoruz şen şakrak bir çingene gibi
devrim deyu
devrim deyu
devrim deyu.
🌿
2 Ekim 2011, Pazar
“Kurtuluş hep umulmadık zamandadır.”
Yalçın Küçük
💙💚💚💛🧡❤️
27 Eylül 2011, Salı
Harika bir yazı YEŞİL GECE AYDINLIĞI. Turgut Kalmaz yazmış. Reşat Nuri Gültekin’in YEŞİL GECE romanından yola çıkarak: “Reşat Nuri, gerçek hayatta yenilmemek adına, romanında yenilmeyi göze almıştı.” Uyarısı netti:”Çok doğru söylemişler… İnkilâp denilen şey bir günde olmuyor.” 1928 yılıydı ve Reşat Nuri, Cumhuriyet’in modern giysilerini kuşanan eski düşmanlarına karşı zayıf olduğunu yazıyordu.
İki sene sonrasında, Cumhuriyet düzeni bir “uyarı romanıyla” daha tanışacaktı: YABAN. Reşat Nuri ve Yakup Kadri rejimi uyarıyorlardı. Halkın, eşrafın ve sermayedarlerin içindeki gericilik kökünün hala taze olduğunu gösteriyorlardı. Haklılıkları bir süre sonra, Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın halktan gördüğü yoğun ilgi ve Kubilay’la ortaya çıkacaktı.”
❤️🌿💙
22 Eylül 2011, Perşembe
Atım da var benim
avradım da
silahım
şiirime yan bakanın.
💜💚💛🧡💙❤️
15 Eylül 2011, Perşembe
Balon,
bayrak,
çikolata,
testi,
boncuk,
taş,
ve şarap
alınıp bir eşeğe yüklenecek. Yanında davul zurna ekibi hazır olacak. Sonra ver elini Hülya’nın iş yeri.
Seni eşekler gibi seviyorum!
❤️🧡💛💚
9 Eylül 2011, Cuma
Zor Günler
İsmim yok benim
kibrim yok, kinim yok
uçurtmalarım, misketlerim var da
hilem yok benim
gelse de zor günler
gelmez elimden insan olmaktan başka bir şey
düşlerim, ah… Kırgınlıklarım var da
nefretim yok benim.
Gelir her şey kendi biçimi, kendi özüyle
gelir yağmur, gelir başak kendi yüzüyle
ah… Kaldırım taşlarının ortasında fışkıran otlar gelir
tertemiz, serin bir rüzgarla zerdali yürüyüp dala gelir
haykırmanın yasaklandığı yerde gelir insan kendi doğasıyla
aşk gelir, aşk olsun size, ilk kıvılcımı çakanlar gelir
bir yanımız demire uzanır
yeni semada güvercinler uçurur diğer yanımız.
Tüccarlığım, yalan-dolanım yok da
kavgam var benim, kavgam
emekten yana, karıncadan yana
yaşansa da zor günler
gelmez elimden insan olmaktan başka bir şey
ah… Zulme uğramışlığım var da
hainliğim, alçaklığım yok benim.
İsmim ulu (bir) er.
(Berfin Bahar, Kasım 2011, Sayı: 165)
💙
Geçer gider her şey
yahu geçip gideriz
bunda bir büyü yok mu!
🌿💜🌿
15 Temmuz 2011, Cuma
“Sonuçta hiç kimse bu dünyada kendi vücudundan daha büyük bir yere sahip olamaz. ” Firdevsi/ Şahnâme
💙❤️❤️💙
11 Temmuz 2011, Pazartesi
Fast food’a karşı SLOW FOOD DEVRİMİ! “Hareketin simgesi olarak salyangoz öne çıktı. Hayat içinde sürekli yavaş, temkinli ama kararlılıkla ilerleyen salyangoz cüssesinden beklenmeyecek mesafeler aşar ve geçtiği yerlerde izini bırakır.”
Ulu Atayus’un refakatinde –teşrifatçıdır o
çiçek oluşuyorsam ne olmuş yani
otobanların ve bu otobanlarda
vızır vızır işleyen küheylanların olduğunu söylüyorsam uzayda
kendime kaçış çizgisi arıyorum belki de
bir salyangozun çatı katında yaşıyorum, n’aber
kağıttan sularda Zerdüşt’un ateşten gemisiyim
bir kaplanda toplanacağım sonra
karacaları gözleyeceğim iştahla
Paris sokaklarında Nerval’i tasmayla dolaştıran ıstakozuydu belki de
yüzmeye hevesli şeyler olmasa
bir işe yaramayacaktı suyun kaldırma kuvveti.
💛🌿❤️
Bir seferdir, seyr-i süluk. Bildik benlik hallerinden uzaklaşır aşk erbabı. Bir başkası olma yolundadır. Bir an, ama sonsuz, sonsuz ama bir an. Aşk kerimdir ya artık sonrası sual olunmaz. Sual olunsa da Fuzuli imdada yetişir: Yar sual etse nasılsın diye/ Hasta fuzuli ne cevap versin.
🌿🌿🌿
16 Haziran 2011, Perşembe
Bütün, her birinin kendine özgü özellikleri olan, çok bariz varoluş şekillerine sahip sürüyle, sayısız pıhtılaşmaları içerir. Birbirlerini dışlar görünseler de aslında tümlerler. Dışarlayan her şey tümler. Bu varoluş şekilleri hakkında, tıpkı yeryüzü şekilleri gibi özel şeyler söylenebilir. Bu doğrultuda ‘aynı olanın’ sonsuz çeşitlilik ve farklılıklar göstermesinde bir büyü olduğunu söylemek mümkün.
❤️🧡💛💚💙💜❤️
Hemen oracığa yeni bir sema kurduk
içinde uzanıp yatacağımız bir sevişme
atlarımız da kitabın en Zerdüşt atlarıydı.
🌿🌿🌿🌿
10 Haziran 2011, Cuma
İşte geldim, gidiyorum
daha ne konuşuyorum ki
ölüm
her şeyi yadsımanın ustası.
Önümüzdeki şiirlere bakacağız artık.
❤️
2011’e dair
8 Haziran 2011, Çarşamba
Dışarlayan her şey tümler.