kitapların arasından baktığım dünya her sabah ayıklıyor yüzümün beyazını yüzüm yerini bulmaya çalışıyor kendiliğinden değişiyor yürümem. güneş yukarıda üstümde bir geri püskürtme olarak duruyorken gözüme bir perde gibi iniyor aşk.
yollar taş yapıları yakın ayrılıkların hangi yoldan yürüdümse güneş küfürlü bir ıslık çaldı batarken yalnızların duyabildiği yalnızca arttı yavaşça sarı sokak lambaları ve boylu boyunca kimsesizlik her yerde.
bütün yollar mı köşeli ki herkes köşeyi dönmek istiyor bulduğu ilk yoldan bense frenim patlamış iniyorum dümdüz bir yokuştan, yol mu bu ne çıksa karşıma ıskalıyor beni nesnesiyim bu dünyanın yalnızca güneşin batışına parmağını değirebilen.