Var olanın, yani gerçeğin farkına vardığında bir fark eden olarak fark ettiğin şeyle aranda bir mesafe olur. Fark ettiğin kısır döngü ya da çürümeyse onun bir parçası olmak istemezsin artık. “Uyanık edilgenlik” ya da pasif direniştir bu. Uyurgezer bir aktiflikle kim bir savaşın parçası olmak ister ki!
Damlaya damlaya göl değil daha büyük bir damla, insanlar bir araya gele gele toplum dediğimiz daha yoğun, daha karmaşık, daha büyük bir insan olur. Herhangi bir sistem, din, ideoloji, düşünce, şiir bu toplamı değiştiremez. Onu, yani toplumu, o insanı ancak sen, ben değiştirebiliriz. Gerçek devrim de budur.