Uluer Aydoğdu

Kuş oluş tezgahından geçtim nasıl olsa kendimi geçip, ülkeleri geçip, milletleri, gidiyorum devrim oluyor, bak devirip kendimi gidiyorum durmayarak durma diyor buna bilge, gidiyorum yaratmaktan daha cana kıyıcı  cana kıymaktan...

Beni Haşim uyandırdı bir hışımla beni Nazım kalbim doğurgan rahmim benim sıçrama tahtam.

Zarlar yuvarlanıyor, zarlar gelmedi daha armağan saydım bunu hiç yoktan bir ıslık, bir gelecek tutturdum gidiyorum  daha kuşanılmamış, daha çekilmemiş bir şiir var kalbimin örsünde o kılıcı dövüyorum say...

Seni öptüğümde rüyana kadar gittim evine, kuş maddene orada of bir ormanda kaldım, bir içte uçtum, uçtum orada of ne iyi ne kötü ne ben ne başka bir şey seni gördüm feleklerin...

Şu an olandan ayrı, farklı, bağımsız bir olan olamayacağından olan üzerine ahkam kesmek, olanı yargılamak imkânsızdır. Kendini olandan ayrı, farklı, bağımsız gören...

Seken bir kurşunum babamın sıktığı / ne yapayım buradayım. Bir bedende yaşıyorum. Tıpkı, ben olmayan diğer benler gibi. Şu tılsımlı, şu acayip kuarklar var...